21 Mayıs 2013 Salı

TOL


Murat Uyurkulak Tol’ un hedef kitlesini belirlerken kendisine sınırlar çizmemiş, herhangi bir populer ya da akademik kitleye hitab etmemiş. Her hayattan alıntılar içeren Tol, durumları, yaşanan hayatları anlatmak için yazılmış bir roman.

Yazar Tol’da ekonomi değişkenine fazla önem vermemiş, daha çok sosyal unsurlar üzerinde durmuş. Bunu karakterlerin gelirleri olmamalarına rağmen sürekli içki satın almalarından bariz bir şekilde görüyoruz. İçki muhabbetleri son derece gerçekçi ve içten anlatılmış, o bölümlerde sanki kitap okumuyor, yapılan konuşmalara dahil oluyor insan.

Uyurkulak, kitapta çok fazla betimlemelere yer vermesiyle birlikte çok da fazla hayat sığdırmış ve her birinde ayrı ayrı hikayeler barındırmış. Tol bu özelliğiyle güçlü yanını göstermiş oluyor. Okurken çeşit çeşit insanla tanışıyor, onların hayatlarına şahit oluyor ve insanlığınızın her bir noktasından bir unsur buluyorsunuz onlarla ve hikayeleriyle. 

Ayrıca, betimlemeler fazlaca detaylı ve gerçekçi. Okurken ‘insan bu kadarını yaratamaz mutlaka bir kısmını yaşamıştır’ dedirtiyor. Tol’un zayıf yanını ise değindiğim ekonomi unsuru olarak sayabiliriz. İnsana “Bu kadar içki alacak parayı nereden buluyorlar? “ dedirten bölümlerde “Acaba hayal mi?” diye düşünmeden geçemiyorsunuz. Hatta bu “hayal mi?” diye sorduğunuz yerler kitapta epey bir yer barındıryor. Bunun sebebi Tol’de çok fazla rastlantı olmasından kaynaklanıyor olabilir. Örneğin, yaşlı Şairin de İsmail adında kardeşi var, Yusuf’un da...

Tol’de, içerikte olanın aksine anlaşılır bir dil tercih edilmiş. Karakterlerin hikayelerine şahit olurken bazı yerlerde insanın aklı karışıyor ama bu, dil açısından değil içerik açısından anlaşılamaz bir roman sergilenmesine neden olmuş. Dil gayet açık ve akıcı tercih edilmiş. Özellikle bazı betimlemeler öylesine gerçekçi bir dille yapılmış ki detaylara verdiği önem okuyucuyu etkiliyo. Ancak yine de yazarın kendi dünyasını yansıtan bazı anahtar sözcükler açıklanmamış, okuyucuya bırakılmış.

 Postmodern roman şöyle tanımlanır: “klasik romandaki gibi olay örgüsü üzerine kurulu bir anlatı değildir. Olay örgüsünden daha çok olayın ya da olayların ön plana çıkması söz konusudur.” İşte Tol da post modern romandır çünkü  olayları size sırasıyla vermiyor hatta okurken sıraya siz koymaya  çalışıyorsunuz. Bu açıdan okuyucuyu sürekli merak içinde bırakıyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder