Murat Uyurkulak Tol’ un hedef kitlesini belirlerken
kendisine sınırlar çizmemiş, herhangi bir populer ya da akademik kitleye hitab
etmemiş. Her hayattan alıntılar içeren Tol, durumları, yaşanan hayatları
anlatmak için yazılmış bir roman.
Yazar Tol’da ekonomi değişkenine fazla önem
vermemiş, daha çok sosyal unsurlar üzerinde durmuş. Bunu karakterlerin
gelirleri olmamalarına rağmen sürekli içki satın almalarından bariz bir şekilde
görüyoruz. İçki muhabbetleri son derece gerçekçi ve içten anlatılmış, o bölümlerde
sanki kitap okumuyor, yapılan konuşmalara dahil oluyor insan.
Uyurkulak, kitapta çok fazla betimlemelere yer
vermesiyle birlikte çok da fazla hayat sığdırmış ve her birinde ayrı ayrı
hikayeler barındırmış. Tol bu özelliğiyle güçlü yanını göstermiş oluyor.
Okurken çeşit çeşit insanla tanışıyor, onların hayatlarına şahit oluyor ve
insanlığınızın her bir noktasından bir unsur buluyorsunuz onlarla ve
hikayeleriyle.
Ayrıca, betimlemeler fazlaca detaylı ve gerçekçi. Okurken ‘insan
bu kadarını yaratamaz mutlaka bir kısmını yaşamıştır’ dedirtiyor. Tol’un zayıf
yanını ise değindiğim ekonomi unsuru olarak sayabiliriz. İnsana “Bu kadar içki
alacak parayı nereden buluyorlar? “ dedirten bölümlerde “Acaba hayal mi?” diye
düşünmeden geçemiyorsunuz. Hatta bu “hayal mi?” diye sorduğunuz yerler kitapta
epey bir yer barındıryor. Bunun sebebi Tol’de çok fazla rastlantı olmasından
kaynaklanıyor olabilir. Örneğin, yaşlı Şairin de İsmail adında kardeşi var,
Yusuf’un da...
Tol’de, içerikte olanın aksine anlaşılır bir dil
tercih edilmiş. Karakterlerin hikayelerine şahit olurken bazı yerlerde insanın
aklı karışıyor ama bu, dil açısından değil içerik açısından anlaşılamaz bir
roman sergilenmesine neden olmuş. Dil gayet açık ve akıcı tercih edilmiş.
Özellikle bazı betimlemeler öylesine gerçekçi bir dille yapılmış ki detaylara
verdiği önem okuyucuyu etkiliyo. Ancak yine de yazarın kendi dünyasını yansıtan
bazı anahtar sözcükler açıklanmamış, okuyucuya bırakılmış.
Postmodern roman şöyle tanımlanır: “klasik romandaki
gibi olay örgüsü üzerine kurulu bir anlatı değildir. Olay örgüsünden daha çok
olayın ya da olayların ön plana çıkması söz konusudur.” İşte Tol da post modern
romandır çünkü olayları size sırasıyla
vermiyor hatta okurken sıraya siz koymaya
çalışıyorsunuz. Bu açıdan okuyucuyu sürekli merak içinde bırakıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder